Yedi Samuray1 1954 yapımı epik Japon filmidir. Özgün adı Japonca'七人の侍** (Shichinin no Samurai'') olan film İngilizce konuşulan ülkelerde**Seven Samurai''' adı ile gösterilmiştir.
Filmin yönetmeni Akira Kurosawa aynı zamanda senaryo yazarlarından biridir ve filmin kurgusunu da yapmıştır. Filmin başrollerinden birinde Japonya dışında da çok ünlenecek ve birçok Amerikan filminin aranan oyuncusu haline gelecek olan Toshirō Mifune oynamaktadır.
16. yüzyıl Japonya'sında düzenli bir şekilde silahlı haydutlar olan "nobushi"nin (野武士, "eşkıya samuray") saldırısına uğrayan ve ürünleri yağmalanan fakir bir köyün ahalisi bir "rōnin"den (浪人, "efendisiz samuray") yardım ister. O da kendisi gibi işsiz olan 6 samuray ile birlikte silah bile satın alamayacak kadar fakir olan bu köylülere karın tokluğuna kendilerini savunmasını öğretirler ve hep birlikte haydutlarla kıyasıya bir savaşa girerler.
Üç saati aşan bu uzun soluklu siyah beyaz dönem filmi dünya sinemasının en önemli filmlerinden biri olarak kabul edilmektedir, aynı zamanda yönetmen Akira Kurosawa'nın uzun yönetmenlik kariyerinin de zirvesini oluşturur. Başta Yedi Silahşörler (The Magnificent Seven) olmak üzere batı sinemasında birçok filme ilham kaynağı olmuştur. Koreografisi ustalıkla düzenlenmiş savaş sahneleri, seyircinin kendisi ile özdeşleştirebileceği kadar iyi ve derinlemesine işlenmiş karakterler, aksiyonla harmanlanmış mizah ve o dönemin ruhunun iyi yansıtılmış olması filmi klasikler arasına sokmuştur.
Sanat yönetimi, dekor ve kostüm dallarında 2 Oscar ödülüne, en iyi film ve en iyi erkek oyuncu dallarında da BAFTA ödüllerine aday gösterilen Yedi Samuray, Venedik Film Festivali'nde Gümüş Aslan ödülü ile ödüllendirilmiştir.
Bir grup "eşkıya" samuray bir dağ köyüne yaklaşır. Eşkıyabaşı (Shinpei Takagi) bu köyü daha önce de yağmaladıklarını fark eder ve birkaç hafta içinde yeni arpa hasatı yapılana kadar saldırmamanın daha iyi olacağına karar verir. Köylülerden birisi tesadüfen bu konuşmaya kulak misafiri olur. Köylü bu kötü haberi köye getirince köylüler hasatlarını eşkıyaya vermekle, karşı çıkmak arasında kararsız kalırlar. Hengâme içinde köyün yaşlısı Gisaku'ya (Kokuten Kodo) akıl sormaya giderler. Gisaku, köyün savunmasına yardımcı olacak samurayları kiralayarak karşı çıkmalarını öğütler. Samurayların pahalıya geleceğini ve genç köylü kızlarının peşine düşeceğini düşünen bazı köylüler bu öneriden rahatsız olur ama başka bir seçenekleri olmadığını anlar. Yoksulluk içinde olan köylülerin samuraylara karın tokluğundan başka bir teklif götüremeyeceklerini anlayan Gisaku köylülere "aç samuraylar bulmalarını" söyler.
Kasabaya inen köylüler başlangıçta istedikleri samurayları bulmakta başarısız olurlar. Günde üç öğünden başka bir ücret ödeyemeyecekleri için her sordukları samuray tarafından, bazen oldukça sertçe, terslenirler. Her şeyden umutlarını kestikleri bir anda, yaşlanmakta olan bir samuray olan Kambei Shimada'nın (Takashi Shimura), bir hırsız tarafından rehine olarak alınan küçük bir çocuğu kurnazca ve ustalıkla kurtarmasına tanık olurlar. Bu olaydan çok etkilenir ve Kambei'ye köylerini savunması için yardım etmesini rica ederler ve Kambei kabul eder. Kambei daha sonra teker teker, her biri farklı yeteneklere ve kişiliklere sahip beş efendisiz samurayı (ronin) daha köyü savunmak için kendisine katılmaya ikna eder. Her ne kadar başlangıçta Kambei köyü savunmak için yedi samuray gerektiğine karar verse de zaman daraldığı için beş arkadaşıyla kasabayı terkederek köye doğru yola çıkar. Kambei'in daha önce geri çevirdiği, soytarı kılıklı sözde samuray Kikuçiyo (Toshirō Mifune), karşı çıkılmasına rağmen köye kadar grubu takip eder. Samuraylar köye vardıklarında, köylüler korku içinde evlerine saklanarak, sözde tehlikeli bu savaşçılardan kendilerini ve kızlarını korumaya çalışır. Köyü savunmak için hemen hemen hiçbir karşılık almadan yardıma gelen samuraylar bu soğuk karşılamayı hakaret kabul ederek köyün yaşlısından bir açıklama yapmasını isterler. Birdenbire alarm çanı çalmaya başlar ve eşkıyanın geri döndüğünden korkan köylüler saklandıkları yerden çıkarak yeni gelen samurayların kendilerini korumaları için yalvarmaya başlarlar. Sonradan, samurayların peşinden gelen Kikuçiyo'nun alarm çanını çaldığı anlaşılır. Kikuçiyo, köye geldiklerinde karşılama yapmayan ama ardından samuraylardan yardım istemeye giden paniğe kapılmış köylüleri paylar. İlk olarak burada Kikuçiyo aslında hödükçe tavırlarının ardında zekâ parıltıları olduğunu gösterir. Altı samuray sembolik olarak onu da aralarına alır ve "yedi samuray"dan oluşan grubu tamamlarlar.
Kuşatma için hazırlıklarını yapan köylüler ve kiraladıkları savaşçılar yavaş yavaş birbirlerine güvenmeye başlar. Ancak, samuraylar köylülerin geçmişte savaştan kaçarken köyden geçen samurayları öldürdüklerini ve zırhları ile silahlarını çaldıklarını anladıktan sonra çok şaşırır ve hiddete kapılırlar, hatta içlerinde en sakin ve profesyonel olan Kyūzō (Seiji Miyaguchi) içinden köydeki herkesi tek tek öldürmek geçtiğini söyler. Her zaman soytarıca davranışlarda bulunan Kikuçiyo ise köylülerin hayatta kalmak için verdikleri çabayı göz ardı eden ve savaşçı sınıfın verdiği gözdağı ile zarara rağmen yaşamaya çabalayan bu insanları anlamamaları nedeniyle samurayları kınar, bu sırada da aslında bir çiftçinin oğlu olduğu gerçeği ortaya çıkar. "Bunları bu hâle kim getirdi?" diye sorar. "Siz getirdiniz!" dedikten sonra samurayların duyduğu hiddet utanca dönüşür. Bu durumun ortaya çıkması ile oluşan patırtıdan endişelenen Gisaku herhangi bir sorun olup olmadığını sorunca, Kambei tevazuyla bir sorun olmadığını söyler. Herhangi bir husumet beslemeden samuraylar hazırlıklara devam eder ve ailesi haydutlar tarafından öldürüldüğü için ölmek istediğini haykıra haykıra söyleyen yaşlı bir kadınla pirinçlerini paylaşarak köylülere karşı merhamet gösterirler.
Köyün savunması için hazırlıklar hızla sürer, bazı yerlere duvarlar örülür, engeller konur ve köylülere savaş için eğitim verilir. Samurayların en genci olan Katsushirō Okamoto (Isao Kimura), babası tarafından samuraylardan korunmak için erkek çocuk kılığına sokulan, köylülerden birinin kızı ile bir gönül ilişkisine başlar.
Baskın zamanı yaklaşınca üç izci haydut yakalanır ve içlerinden biri eşkıyanın barındıkları yeri söylemek zorunda kalır. Samurayların üçü yanlarında köyden bir kılavuzla baskından önce bir saldırı yapmayı planlar. Birçok eşkıya öldürülür ama samuraylardan biri Heihaçi Hayashida (Minoru Chiaki) ateşli silahla yaralanır. Bu baskından hemen sonra gelen haydutlar samuraylar tarafından kurulan engellere rastlayınca şaşırırlar ve duvarları aşmaya çalışan ya da su engellerini geçmeye çalışan birçok haydut samuraylar tarafından öldürülür. Ancak haydutların arasında eğitimli savaşçıların sayısı daha fazladır ve üç adet misket tüfeği vardır. Bu sayede köyü kuşatırlar. Kyūzō kendi başına baskına giderek bu silahlardan birini ele geçirmeye karar verir ve birkaç saat sonra elinde bir silahla geri döner. Kyūzō'nun aldığı övgüyü ve özellikle Katsushirō'dan gördüğü saygıyı kıskanan Kikuçiyo görev yerini terkederek başka bir silah ele geçirmeye gider. Her ne kadar silahla geri dönse de, saldırı anında bıraktığı köylüler saldıran haydutlara karşılık veremez ve içlerinden birçoğu ölür. Kambei haydutları geri püskürtmek için ana mevkiden kuvvet kaydırmak zorunda kalır ve bu sırada eşkıyabaşının buraya saldırmasıyla Gorobei Katayama (Yoshio Inaba) vurularak ölür.
Savunmanın yanı sıra samurayların ilk stratejisi, engeller arasında bıraktıkları boşluktan birkaç haydutun girmesine izin vererek mızraklarla tekrar boşluğu kapatıp içeri kapana kısılan düşmanları öldürmektir. Bunu birkaç kere başarıyla tekrarlarlar. İkinci gece köylülerin savaşamayacak kadar yorgun düşeceklerini anlayan Kambei son ve belirleyici bir çarpışmaya hazırlanmalarını ister.
Geceleyin, Katsushirō'nun gönül hikâyesi ortaya çıkar, başlangıçta bir kargaşa çıksa da savaşan köylüler için bu aşk macerası bir rahatlama unsuruna dönüşür.
Gün ağardığında ve haydutlar saldırıya geçtiğinde Kambei kalan on üç haydutun da köyün içine alınmasını emreder. Bunu takip eden çarpışmada haydutların çoğu kolayca öldürülür ama Eşkıyabaşı bir kulübeye saklanmayı başarır. Büyük bir şerefsizlikle saklandığı yerden Kyūzō'yu sırtından ateşli silahla vurarak öldürür. Morali bozulan Katsushirō kahramanının intikamını almaya çalışır ama çılgına dönen Kikuçiyo cesaretle ama gözükara bir şekilde onun önüne geçerek saldırır ve karnından vurulur. Ölümcül bir yara almasına rağmen Kikuçiyo Eşkıyabaşını öldürerek sonunda kendisi de ölmeden önce samuray olarak değerini kanıtlar. Bitkin ve sersemlemiş Kambei ile Shichirōji (Daisuke Katō) üzgün olarak "yine hayatta kaldık" der ve bu sırada Katsushirō ölen yoldaşlarının üzerine kapanarak ağlar. Sonunda savaş köylülerin lehine kazanılmıştır.
Hayatta kalan üç samuray, Kambei, Katsushirō, ve Shichirōji köylülerin mutluluk içinde bir sonraki pirinç ekimini yapmalarını seyrederler. Köylüler, kendileri için artık bir önemi kalmayan samurayları görmezden gelmeye başlarlar. Samuray savaşçı ve çiftçi sınıfları arasındaki ilişki hakkında görüşlerini dile getirir; çiftçiler için savaşı kazanmalarına rağmen kendileri için bir şey kazanmamış ve arkadaşlarını kaybetmişlerdir. "Yine biz yenildik." der Kambei. "Çiftçiler kazandı, biz değil." Bu melankolik gözlem Kambei'nin filmin başında söylediği "hiç savaş kazanmadım" sözüne yeni bir anlam getirir. Köylülerin neşe ile şarkı söyleyerek yaptıkları ve hayatta kalmak için verdikleri el emeği savaşı yenip hüküm sürmeye devam eder ve tüm savaşçılar aslında yenilmiş taraf olarak kalırlar.
dvdbeaver.com 'da Criterion ve Toho DVD'lerinin görüntü kalitelerinin kıyaslanması.
Orijinal kaynak: yedi samuray. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page